25 Eylül 2013 Çarşamba

Fikir "ilk damla"



Etrafınızda size milyonları çok hızlı bir şekilde kısa sürede kazanabileceğinizi söyleyen insanlar elbette olacaklar. Hayalleri için yaşayan ve çoğunu gerçekleştiremeden ölen insanlarız, biz. Resimdeki gibi paranın gökten yağmasını bekleyen arkadaşlara tek sözüm "beklemeye devam etsinler" çünkü hak edilmemiş bir kazancın beklentisindeler. Ve bu asla olmayacak.

Peki "şans, kader, kısmet, nasip" inanç veya bakış açınıza göre siz ne derseniz deyin nasıl gelecek? Madem o bizi henüz bulmadı, biz ona nasıl gidebiliriz?

Fikriniz olacak. Her şeyden önce müthiş olduğuna inandığınız bir "FİKİR"... O göle düşen su damlası gibi dalga dalga büyümeli, her açıdan aklınıza yatmalı. Her yönüyle kabul etmediğiniz, kendinizin tamamen kabullenmediği bir fikri nasıl başkalarına kabul ettirebilirsiniz? Fikriniz olmalı her yönüyle heyecanlandıran, her düşündüğünüzde gelişen, kendini yenileyen, çürütülemeyen bir FİKİR. Yok mu? İzlemeye geçeceksiniz hayatı, olayları, her şeyi izleyin. Hayatın akışı mutlaka onu karşınıza çıkaracak. Sıfırdan hiç kullanılmamış olmasına gerek yok. Doğru işlenmemiş bir cevherde olabilir. Google ilk arama motoru değildi ama şu an bir çok insan onun dışında bir arama motorunu bilmiyor, hatta arama motorunun ne demek olduğunu da bilmiyor. Elbette ilk çok kıymetlidir ama var olanın daha iyisini yapmak bir adım ileriye götürmek de büyük bir başarıdır.

O fikir işlendikçe en kıymetli halini alır, kusursuzlaşır ve usta bir heykeltraşın son eserine dönüşür. Bazen "artık daha iyisi olamazdı" bile dedirtir. O nokta en çok ulaşmak istediğimiz yer, en büyük hedefimizdir.

Bütün gerçekleşsin-gerçekleşmesin hedeflerimizin, hayallerimizin başlangıç noktası o FİKİRdir.



23 Eylül 2013 Pazartesi

Basamaklar

Merhabalar

Blog kültürü olan birisi değilim aslında fakat yakın zamanda aklıma bir fikir geldi ve bunu hayata geçirmek için en doğru mecranın burası olduğunu düşündüm. Ve bir baktım ki buradayım klavye başında. Burada yazacağım yazılar ve paylaşımlar, HAYATIMI DEĞİŞTİRME kararımı verdikten sonra çıktığım bu yolculukta karşılaştıklarım, başardıklarım ve başaramadıklarımı içerecektir. Başarılı olacağım, buna inanıyorum, öyle olmak zorunda. Dualarım ve açlığım bana umarım kısa zamanda bana hayallerimi getirir. 

Peki neden paylaşım? Çünkü paylaşmak benim hayatımın bir parçası. Paylaşırken ne kadar benciliz, ne kadar içimize kapanık, ne kadar negatifiz. Oysa beklerken, öfkelenirken, kazanırken, övünürken ne kadar cömert ne kadar sabırsız kişileriz. 

Teknik olarak ben bir satıcıyım. Sıradan bir satıcıyı sıradan insanlardan ayıran binlerce fark vardır. 

Çünkü "sıradanlık" belki de kelime olarak "itici" gibi gelse de bu işin kimyası gereği SATICI demek "ürünü veya hizmeti düzenli olarak satabilen kişi demektir" sıradan demek zaten beklenileni verebilendir. Başarısız veya form grafiği düşük olan ya da diğer bir tabirle "satamayan" kişidir. Peki "sıradışı" nedir?

İşte hepimizin cevabını bulmak istediğimiz soru bu? Kendisini işinde ileri seviyelere taşıyarak daha ötesinde "sıradışı" kazançlar sağlayanlar veya kendi çığır açtıkları işlerinin sahibi olanlar nasıl insanlardır? Nerelerde yaşarlar? Ne yer ne içerler? Olayları nasıl analiz ederler? Nelere çok dikkat ederler? Portföylerini nasıl geliştirirler? Fikirlerini nasıl geliştirirler? 

Ve şüphesiz en önemli soru "ben de onlar kadar kazanabilir miyim?"

Umarım cevaplarımızı bu blogdan edinebiliriz.

Sıfırdan başlıyoruz o zaman...